Pozitif.

Bitti.
Herşey bitti.
Bu kadarmıydı yani?
Başlarken böylemiydi?
Hatıralardan uzaklaşamıyorum ve sanırım deliriyorum.Onunlayken düşündüüğümden daha çok düşünüyorum şimdi onu.
Heryer "o". Taktığım bileklik bile onun eseri. Evim, havlum, yatağım hep o kokuyor.Hatta hiç dokunmadığı hiç gitmediği yerlerde bile onu kokluyorum.

Ama onu arzulamıyorum.Arzuladığım şey ölüm.Karanlık.Zifiri karanlık.Sonsuzluk.
"Korkak" diyor kendim bana.
Haklı.
"Madem ölümü bu kadar arzuluyorsun neden hala yaşıyorsun?"
Cevap veremiyorum kendime.Çünkü insan en zorlarını sorar kendine.Sadece cevaplayamıyacaklarını.Çünkü cevaplayabileceklerin cevaplanmıştır aklında zaten.Bildiğin bişiyi sormassın hiç bir zaman.
Hayatımı değerli kılan tek şeyde gitti sonunda.

Ölümü düşünüyorum.Onsuzluğu.Sonsuzluğu.
Hatırlıyorum "o"nu ilk gördüğüm günü ve unutamıyorum "o"nu son gördüğüm anı.
Sesleniyorum."gel al beni".Cesaretim yok sana kendimi teslim etmeye.Sen gel al beni.
Kime seslendiğim konusunda hiç bir fikrim yok.Yukarımı bakmalıyım bunu söylerken? Aşağı? Kime?

Vazgeçmiştim zaten yaşamaktan çok uzun zaman önce.Yanlızlığı seçtiğimde.Ama seçtiğim yanlızlık 2 kişilikti.Ben ve kendim için.
Neden 3. kişi girdi araya? Neden izin verdim? Böyle olacağını bilmiyormuydum sanki.

Telefonumu aldım elime.
Neler yapabileceğimi bilmek istiyorum.Aradım arkadaşımı.Binlerce kez beni aradığı halde duymamış gibi davrandığım ama ben arayınca hemen daha ilk çalışında telefonumu açan gerizekalıyı.
Herşeye rağmen seviyorlar beni.Çünkü onlar sevmek istiyor.Kayıtsız şartsız. Her kötü davranışımı bir nedeni varmış gibi görmezden gelip hiç bişi olmamış gibi davranıyorlar.
Onları sadece kullandığım halde.Gelse biri sorsa keşke.Cevabım net olurdu. " sizi sadece ben ihtiyacım olduğunda bulurum siz boşuna aramayın."
Çünkü insan onlar...
Yine soruyor kendim bana."Ya sen nesin?"
Bilmiyorum.tekrar bilmiyorum.

Telefonu açan arkadaşım benim ona soracağım şeyi soruyor.Onu hiç ekmemişim yıllardır sanki onu ben aramışımda sonunda görüşebilmişiz gibiydi.
"Akşam napıyoruz?" diyor.
"Çıkıyoruz" diyorum.Normal bişiler yapmalıyım.Alkolle gerçekleri değişmeliyim bügün.
Gelip beni alacağını söylüyor.Bugun normal olacağımı söylüyorum kendime.
"Bugun insanım" diyorum.İnanmasamda.
Adını bile hatırlamıyorum arkadaşımın.Telefonda sadece numarası var.Telefonda zaten 3 tane numara var.benim numaram, arkadaşımın numarası ve "o"nun numarası.
Ama önemli değildi adı.Her insanla sen şeklinde konuşabilinirdi.sonuçta her insan karşısındakine göre sendir.

Dalıyorum yine "o"na.Özlüyorum "o"nu.ağlayamıyorum ama.Ağlayamadım hiç.
Daha ne kadar üzülmesi gerekir bir insanın ağlaması için.Daha ne olabilirki?

Zil çalıyor. Geldi. İniyorum hemen aşağıya. Üstümde ne var kontrol etmek aklıma gelmiyor bile.
Arabaya doğru yaklaşıyorum.Pırıl pırıl yine arabası. Yansımada kendimi gördüm.Ve üzerimdeki tişörtü. Lanet olsun! üzerimde "o"nun aldığı t-shirt var.Ama artık çok geç...
Arabaya biniyorum. Sen burada. yüzünde bir gülümsemeyle karşılıyor beni. Hani insanlar beklediği kişiyi uzaktan görüpte birbirlerine yaklaşırken gülümserler ya işte ondan.
Inanın buda sadece insanlara ait bir davranış. Çünkü ben hiç bir zaman yapmadım.
"Naber?" diyor.Cevabını bildiği soruyu soruyor.
"iyi" diyorum otomatik olarak.Bu soru hiçbir zaman farklı bir şekilde cevaplanmaz.Soru "nasılsın" şeklinde olsa belki.
sen nasılsın diye sormuyorum bile."Nereye gidiyoruz" diyorum.
"Bu gece hakkında soru sorma" diyor "bana bırak"
Gülümsüyorum. Surpriz. Meraklanmam gerekiyor. Bunu sadece bir insanı meraklandırmak icin yaparsınız.Yani normal inanlar yapar. Zerre kadar merak yok bende.

Bir bara götürüyor.Kokluyorum içeriden sızan müziği.:Klasik elektronik muzik bası kokuyor.Korktuğum sanırım başıma geliyordu. Dans eden insanlar izleyecektim. Dahada kötusü benim dans etmem için ısrar eden insanları izleyceğim.
içeri giriyoruz. Arkadaşlarının ve sevgilisinin orada olduğunu söylüyor.
3 tane kızın bulunduğu masaya doğru ilerliyoruz.Kızların fiziksel özelliklerine dikkat etmedim .Önemi yoktu. Kız arkadaşıyla tanıştırıyor beni. Adını duyamıyorum. Sadece isminin başındaki "R" harfini ağzının aldığı şekilden çıkardım. Önemli değil çünkü ismi.Sadece başka bir sen benim için.
Diğer kızlar beni süzüyor. Onlarlada tanışıyorum sonra. Yada onlar benimle tanışıyor.bilemiyorum.
Küçük muhabbetler ediliyor. Ben muhabbetlere sadece özellikle bana sorulan sorular olursa evet yada hayır diyorum.
Dansetmeye gidiyorlar "sen"le kız arkadaşı.Bense masadakilerin dans tekliflerini reddediyorum.
Kadınların istediği erkek tipiydim o gün. Konuşmayan sadece dinleyen. Ve genelde "evet" diyen.
Tuvalete gitmek için yanlarından ayrılıyorum. Ictiğim alkolu tuvalete dökerken hala aklımda yine "o" var.
Çıkıyorum tuvaletten ve ışığı farkediyorum.Farkedilecek, sıradan olmayan bir ışığı.Diğer insanların arasında parlıyor.Dans ediyor.Tüm dünya onunmuş gibi. Tanrının yeryuzune inmiş hali gibi.
Ama etrafta benden başka kimse farketmemiş bu ışığı.Ne kadar izledim onu bilemiyorum.Zaman durmuştu çünkü.
Yanına gitmeyi düşündüm.Ama onun karşısında ağzımı açabilecem yada açabilsemde anlamlı kelimeler söyleyebileceğimden kuşkuluyum."Mukemmel" olan herşey karşımdaydı ve dans ediyordu işte bir kadın siluetinde.
Durdu. Korktum. Yokolucak diye.Bir -puf-la dağılır ya çizgi filmlerde.aynen öyle işte.Gerçek olamayacak kadar iyiydi çünkü.
Hayatım tekrar eskisi gibi olcak diye korktum. Dünyaya neden geldiğim merak etmiştim doğduğumdan beri hep.Biri çıkıp bana onu 2 saniyeliğini görmek için doğduğumu, tüm bu işkenceyi sadece bu 2 saniye için çektiğimi söylese defalarca daha doğmayı kabul edebilirdim.
Yürümeye başladı.Bana doğru geliyordu. Git gide yaklaştı.Ve tek kelime etti.
"yukarı"
Sadece itaat ettim.Beyaz tavşanın peşindeki alice gibi izledim onu.Sorgusuz ve sualsiz.
Yukarıya çıktık.Baktım izledim sadece.Saf güzellik vardı karşımda.Herşeyvardı.Neden ve sonuc.Geçmiş ve gelecek.Siyah ve beyaz.
Tarih boyunca tüm savaşların onun için çıktığını söyleseler düşünmeden bundan emin olabilirdim.
Sigara çıkardı çantasından ve yaktı.
Birşeyler söylemem gerekiyordu. "Ismin ne?" diye sordum. Dünyada en az önem verdiğim şeyi hayatımın en önemli anında öğrenmek istememe ben bile şaşırmıştım.
"İsmim onemli mi?" diye karşılık verdi. "Bana sen diyebilirsin."
Hayır! Sen diyemezdim.Diğer herkes sendi.Bu kadın ise...bilemiyorum.Sen hariç herhangi birşey olabilirdi.
Ama hiçbirşey diyemedim.Sigarasını yere atıp çiğnedi.Ve sessizliği bozdu.
"yada istersen bana -pozitif- diyebilirsin."
İşte o an anladım.Herşey açığa kavuşmuştu.Neden o ışığı bir tek ben görebiliyorum anlamıştım.En çok arzuladığım şeydi o.
Elimden tuttu.Herhangi bir karşı harekette bulunmadım.Ve beni adeta surukledi.Çünkü o bana dokunduğunda adeta kitlenmişti bütün bedenim.
Barın arkasında çöplerin atıldığı bölüme gittik.Beni duvara yasladı.Hiçbirşey göremiyordum.Ama ihtiyacımda yoktu.Alabilirdi gözlerimi.Bedenimi.
Elimi elbiselerinin altında gezinirken tüm vucudumdaki karıncalandırmayı durduramıyordum.Onunlayken dünyada değildim adeta.Ne kadar süre tek vücut olarak kalmıştık? Bilemiyorum. Bence yıllarca kaldık öyle.

Sonra bıraktı beni.Hiçbirşey diyemedim.Üstünü düzeltirken onu bir karaltı şeklinde gördüm.Kıpırdayacak ne halim kalmıştı ne isteğim.Çöplerin kokusunu içime çektim.Onlar bile kusursuzdu.
Ve uykuya daldım.Uzun suredir uyuyamadığım şekilde.Rahat bir şekilde.Tasasız bir şekilde.
Uyandım...
Yüzyılın yorgunluğu gitmişti üstümden.Dün sanki yarışlarda tum insanları sırtımda taşımış hepsiyle tek tek koşmuş bir at gibi hisseden ben, bugün yeni doğmuş bir bebek gibi enerjikdim.
Yüzümdeki boşluktan bir damlacık çıktı.
Su damlacığı.
Gözyaşı.
Ağlıyordum...Daha ne isteyebilirdim? O kadın kesinlikle bir tanrıydı ve tüm dileklerimi yerine getirmişti.
Geriye asıl dileğimin gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol etmek kalmıştı.
Hemen gözyaşlarımı silip koşa koşa yola fırladım.İlk gelen taksiye atladım.şoför deli sandı önce.ama önüne bir 50lik atınca deliliğin önemi kalmıyordu.Beni en yakın hastaneye götürmesini söyledim.
Hastanede başvurum üzerine kanımı aldılar testler için.Sonuçlar geldikten sonra doktor üzgün bir şekilde yaklaştı ve hayatımda duymayı en çok beklediğim kelimeleri sarfetti.

"Üzgünüm ama HIV pozitifsiniz..."

Hayatım sonunda tekrar değerli olacaktı.Sonu yakın olduğu için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder