" - Madem konuşmayacaktınız, ne diye bir alay boş masa dururken benim yanıma oturdunuz?

-Sessizlikten rahatsız olasınız diye ve görülen o ki başardım.

- Neler saçmalıyorsunuz kuzum siz?

- Tek başınıza otururken konuşmuyordunuz ve bu sizi hiçbir surette rahatsız etmiyordu. Ben masanıza oturduğumda sessizlik sürdü.Ama bu aynı sessizlik değildi. Bir sessizlikten diğerine geçtik, sessizlik biçim değiştirdi adeta. Bu yeni sessizlik sizi rahatsız etti. Eski sessizliği özler oldunuz..."
Ólafur Arnalds ne kadarda iyiydi...

Kendimi 70 yaşında ama hala apartman zillerine basıp kaçan biri gibi hayal etmemi sağladı...ayağımda ışıklı ayakkabılarımla...
İntihar ederek insanlığını kanıtlamaya çalışanlara not:

Yunuslarda intihar edebilir...

creep.

bir leprechaun'u tıraş olurken izlediniz mi?
Ondan dileğim bu oldu.

Tıraş ol!

ve biliyormusunuz, yapamadı...

Rüya değildi, hayır.
Nerden mi biliyorum?
Çünkü ben rüyalarda kötü çıkarım.

Bekledim...
Adeta tavşanın şapkadan çıkacağı anı beklemesi gibi.
Çıktım bir anda...Karşımda maskeli insanlar...
Kimse söylememişti maske takmam gerektiğini...
Dışlandım, yalnızdım...maske takmalıydım...

Var mı fazla maskesi olan?